8. İzmir GastroFest 2025
‘Yemek ve Sanat’
Her geçen yıl güçlenerek büyüyen İzmir Gastro Fest’in sekizincisiyle karşınızdayız.
Her geçen yıl kapsamı genişleyen İzmir GastroFest’in sekizincisiyle yeniden bir aradayız.
İzmir’in ilk gastronomi festivali ‘İzmir GastroFest’ bölgeyi mutfağıyla tanıtmak, gastronomik değerleriyle ön plana çıkan, marka bir kent yapmak amacıyla 21 Ekim 2018’de ‘Göç’ temasıyla düzenlendi. 20 Ekim 2019’da ikincisi gerçekleşen Festival’in konusu ise ‘Pazarlar’dı. Tarihi Alsancak Tren Gar’ı Pazar yerine dönüştü. Bilinçli üretim ve tüketim yapmamız gereken bir zaman diliminde yaşadığımız hatırlatıldı. 2020 yılının teması ‘Yemek ve İletişim’di. Yine konusunun uzmanı dünyaca ünlü isimler ve şefler bir araya geldi. Ancak pandemi koşulları gereği festivalimizi
bir ilke imza atarak 12 saat kesintisiz online yaptık. 2021 yılının teması ise Geleceğe Miras: Yaşayan Toprak’tı. Gördüğü ciddi zarara karşın, kendini yeniden inşa edebilme gücüne olan inancımızla yaşayan toprağın hayatlarımızdaki önemini ve değerini ele aldık. 2022 yılında Geleceğe Miras’ı sadece toprakla sınırlayamayacağımızın, suyun da yaşamın olmazsa olmazı olduğu düşüncesinden yola çıkarak temamızı ‘Geleceğe Miras 2: H2O/ Tatlı ve Tuzlu Su Kaynaklarımız’ olarak belirledik. 2023’de de kendini her geçen yıl daha fazla fazla hissettirmeye başlayan, sorundan krize evrilen iklim değişikliğinin dayattığı acil çözüm bekleyen konuları “Değişimin Öncüleri Şefler ve Gıdanın Geleceği” başlığı altında tartıştık. 2024 yılının teması ise ‘Gıdanın Egemenliği’ idi. Yerel üreticilerden nihai tüketiciye tüm tarafların çiftçilik, göçerlik ve balıkçılık sistemlerini belirlemesine ilişkin öneriler sunan Gıdanın Egemenliğinin ne anlama geldiğini, çözüm önerilerini konuştuk.
Bu yıl ise temamızı ‘Yemek ve Sanat’ olarak belirledik. Yola çıkış noktamız en büyük sanatçı olarak doğa, daha doğrusu bize sundukları oldu. Bugüne dek tartıştığımız, konuştuğumuz konuların ışığında insanlığın var oluşundan bu yana birbirinden beslenen doğa, yemek ve sanatın yaratım süreçlerindeki benzerlikleri, ayrıldıkları noktaları, birbirlerinden nasıl etkilendiklerini sinema, resim, enstalasyon, tasarım, mimari ve gastronomi alanında üretenler, üzerine düşünenlerle konuşup tartışmak üzere bir araya geliyoruz.
Yemek ve sanatın tüm dallarının insana farklı açılardan haz veren, sosyalleşmeyi sağlayan ortak bir ruh oluşturma, etkileme gibi bir gücü var. Aynı zamanda toprağın sunduğu ürünler ve yiyecekler tarih boyunca düşünce ve duyguları aktarabilmek için sanatçılar tarafından farklı biçimlerde de ele alınmış. Leonardo Da Vinci, Picasso, Salvador Dali, Renoir, Edward Hopper, Cézanne ve Velazquez gibi sanat tarihine iz bırakmış sanatçılar sofrayı ve yemekleri natürmort tablolarında da kullandılar. Bir bölümü de aynı zamanda iyi birer şefti kimi zaman da canlı performanslar yaptılar sofralar hazırlayarak. Sanat Tarihine Damga Vurmuş yemek ve sofraya ilişkin yapıtlar arasında Leonardo Da Vinci’nin “The Last Supper’ı, Edward Hopper’ın ‘Nighthawks’ı, Paul Cezanne’ın ‘Still Life with Apples’ı, Caravaggio’nun ‘Bacchus’u, Salvador Dali’nin ‘Basket of Bread’i, Diego Velázquez’i ‘Old Woman Frying Eggs’i ilk akla gelenler arasındadır.
Yemeğin sinema ile ilişkisi de çok boyutlu. Karşımıza kimi zaman bir metafor kimi zaman da bir şefin yaşamını anlatan filmler olarak çıksa da yemek, sofra ve film arasında derin simbiyotik bir ilişki var. Sinema Tarihine Damga Vurmuş Yemek Filmlerinin arasında Babette’s Feast by Gabriel Axel, The Cook, the thief, his wife & her Lover by Peter Greenawsy, Grand Bouffe by Marco Ferreri, Delicieux by Éric Besnard, Julie & Julia by Nora Ephron, Ratatouille by Brad Bird’ü sayabiliriz. Ferzan Özpetek’in Serseri Mayınlar, Cahil Periler başta olmak üzere neredeyse tüm filmlerinde yer alan bir sofra etrafında buluşmanın farklı noktalara dikkati çeken simgesel anlamı vardır. Evet, bu kez doğaya ve gıdaya saygımızı sanat aracılığıyla her açıdan beslenerek gösteriyoruz. Doğanın bize sunduğu, yarattığı ürünlerin renklerinin, şekil ve dokularının sanatsal ifadeyle buluştuğu bir keşif yolculuğuna birlikte çıkmak üzere 2 Kasım’da 8’inci İzmir GastroFest’te buluşmak dileklerimizle…